5 Şubat 2008 Salı

karmaşıklaşmaktayım...


Kendimce uzun zamandır aklıma birşey gelmediğinden, gelmediğinden değil de kafamdakileri nasıl yazıya dökeceğimi bilmediğimden yazmaktan üşeniyorum.Aslında bazen aklıma öyle şeyler geliyor ki bu konuya çözüm olarak şöyle ki," ya herkes bişi buluyo şöle her düşündüğünü yazıya geçiren bişi yapsalar ne hoş olur-gerçi insanın kafası böle allak bullak olduğunda bi anda milyar düşünce geçiyoken onları nasıl yazıya geçircek ki? devreleri döner valla aletin-onu da bozarım ki ben..."gibi misal...

Aslında biraz da bununla ilgili yazacaklarım.Çoğu zaman bir şeye kendimizi kaptıramamaktan yakınırız.Yada hiçbirşeye kaptırma gereksinimimiz olmasa bile bi anda kafamızın ne kadar da karışık olduğunu ne kadar da düşünce ile dolu olduğunu farkederiz.(ki bu da o düşüncelerden biridir aslında-kısır döngü mübarek).Bizim için öyle boş geçirilesi zamanlardır ki bunlar.O an herkes için öyle olsun isteriz.Ama iş ya hemen biri çıkar ordan "şöyle şöyle oldu bana bi yardım et gözünü seviim derdim çok!" ...şimdi ne diceksin? Bişey söylemesen olmaz söylesen saçmalarsın...şu sakal bıyık olayı işte.
Hadi diyelim bunu geçiştirdin atlattın.Bir gün öncesinden tartıştığın bir arkadaşın "sen bana bunu derken ne demek istedin şimdi konuşup bunu bi çözüme kavuşturalım çünkü beni çok sinirlendirdin! yanlışsın!" diye gelmez mi."Ya madem ertesi güne bu konuyu açıcaktın dünden niye kapattın, ha diyelim kapattın şimdi sırası mı da açıyosun?" diye düşünmez miyiz?
İşte böyle dönüm noktaları genelde hep de kafanızın hiç bir yerde olmaması gereken anlara gelir ki bu durum en tehlikelisidir.(Dediğimiz gibi sakal bıyık)

Çözüme hemen şu anda kavuşturulması gereken bir konu, toparlanamayan bir kafa ama bir yandan da yanlış olmadığı konusunda ısrar eden düşünceler- bu durumda eğer karşınızdaki hakketen de anlayışlı biriyse "ya hocam valla kafam fena gel yarın konuşalım bunları " dediğinizde anlayışla karşılıyorsa kararından caymadan oradan uzaklaşın!Yok ille de şimdi ille de şimdi derse tek çareniz kalmıştır olayı kabullenmek.Zaten böyle durumlarda anlayış göstermediği sürece,sen yanlışını kabul ettiğinde seni alt ettiğini düşünen rakibin çok da önemi kalmaz.

Kimi okuyanların "ya bu ne şimdi? ne saçma yazı" kimi okuyanların da "lan hakkat bana da öyle oluyor" dediğini duyar gibiyim. Eğer siz de ikinci kategorideyseniz demem o ki takmayınız!
"Nasıl takmayalım ya sinir ederler adamı" ve de"Valla ya ne takacam kafaya" sesleri yükselmeye başladı gibi gibi... 1. kategorisindeyseniz yazıyı tekrar okuyup sondaki yönergelere uymanızı temenni ederim... 2. dekilere söyliycek tek lafım:bendensiniz gönül dostları!
(kafam karışık diye baştan uyarmıştım değil mi?)
//eren...//