19 Temmuz 2011 Salı

Hayatı çok başka yaşamak istiyorum.Hiç sahip olmadığım şeylere ait olup, hiç bilmediğim yerlerde sabahlamak istiyorum.En uzak yerlere gidip günlerimi hiç yapmadığım şeylerle uğraşarak geçirmek sonsuz kadar çok şeyi bilip bilmemezlikten gelmek istiyorum.Kendimden başkası olmak değil kendimi aşıp kaçmak istiyorum,bazen.

13 Haziran 2011 Pazartesi

bir gecede..

Ay insana neler anlatır ? Yıldızlar...Peki ya gökyüzü ?
Küçük olduğunu hatırlatır mı örneğin? Ufacık olduğunu ve aslında gözünde büyüyen herşeyin evren için anlamsız bir toz parçası olduğunu...Büyümen gerektiğini öğütlerken sana aynı zamanda "boşuna uğraşma hiçbir zaman benden daha büyük olamazsın" dercesine bakar mı aydede insanın yüzüne ? Bakarmış demek ki..


20 Nisan 2011 Çarşamba

Herkes bazen biraz o gibi.
Bu gün uzamış mı sanki? Kilo mu verdi acaba? Bronzlaşmış olabilir mi? Belki saçlarını kestirmiştir. Beni özlemiş midir? Okul forması böyle değildi değil mi? Sakalları uzadı bence. Beni düşünüyor mu? Mutlu mu? Onu seviyor mu?

Hayır ! Hiçbiri değil. O; hem herkes hem de hiç kimse..

17 Nisan 2011 Pazar

Hayal etmek güzeldir, hayal ettiğin şeyin gerçek olması daha da güzeldir ama en güzeli hayal ettiğin şeyin üstüne hayal bile edemeyeceğin kadar güzel şeylerin olmasıdır.

20 Mart 2011 Pazar

Özlem beklenmeyen misafir gibi;

bazen gelmesi mutlu eder seni

bazen gitsin istersin


gitmez..

2 Şubat 2011 Çarşamba


Hayatın kısalığını bir gün Defne Joy Foster tarafından görmeyi geçtim, onun ağzından duyacağımı bile tahmin edemezdim.O kadar enerjiyi toprak nasıl sindirecek, gerçekten bilmiyorum.
Gülen bir yüz daha ayrıldı aramızdan.Neşe dolu, hayat dolu bir yüz.Mekanın cennet olsun.


geri dönüş

Evet evet evet.. Çok uzuuun zaman sonra tekrar bloguma dönmüş bulunmaktayım.Neden diye sorarsanıız.Efenim yazmayı bırakmış değildim ancak paylaşımcılığım azalmış ve bilgisayarla ilgim farklı alanlara kaymıştı.Bugün sıkılmış elime kağıt kalem almışken "Eren !" dedim, "Eren !"(adım Eren) "Neden bu yazıklarını blogda yazmaya devam etmiyorsun iyi olur hoş olur " dedim ve geldim uzun zamandır açmadığım blogumu açtım değişikliklerimi yaptıım ve artık hazırım.Biraz farklı olsun istiyorum bu sefer.Sadece yazılarımı koymayacağım.Haberler şunlar bunlar da koymaya çalışacağım demek isterdim çok elbet ancak söz vermiyorum çünkü günümüz insanının klasik sorunu, tabii ki zaman.Umarım kii bu girişimimin bir faydası olur size bana vatana millete...




Hayat;

İnsan durdukça devam eden ya da insan durmadan yol almak istese de o durmuş gibi yapabilen, bazen sana yoldaş, bazen ters istikamette giden bir yolcu, bazen elinde sürprizlerle sana gelen bir misafir, bazense elindekileri alıp götüren bir hırsız.
Hayat tıpkı biz, hepimizden bir şeyler var içinde.Toplanıp gelen her türlü anı içinde, gelecek içinde, an içinde. Şu an burada bunları yazmana neden olan duygular içinde. Bazen tüm bu varlığın içinde yokluk, bazen her şeyden yoksun tek kişilik bir saltanat...
Gariptir hayat; öğrenilmez.Sınırı yoktur.Seninle büyür bazen, senden çok büyüdüğü olur yok olursun boşlukta, senden küçük kalır sığamazsın.
Hayata bir rol verirsin, güzel olacak benim hayatım, dersin.Senaryoyu ben yazarım, ben yönetirim, dersin. Farkında olmadan yardımcı yönetmen olduğun, sonra bir anda setten atıldığın da olur, Oscar aldığın da.
Hayat budur işte; şaşırtır.Eline avucuna sığmadığı da olur, bir rafta bekleyip eskidiği de.Bir bilinmezdir hayat, ne zaman ne olur, bilemezsin.Sövüp sayarken sen ona bir bakmışsın gülüp geçiyorsun.
Herşeye rağmen güzeldir hayat.İşte bu yüzden...